Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?





Forum - ŞARAPÇI

Burdasın:
Forum => <<<YAZI-YORUM>>> => ŞARAPÇI

<-Geri

 1 

Devam->


Fuat ÜSTÜNDAĞ
(şimdiye kadar 118 posta)
05.05.2008 09:07 (UTC)[alıntı yap]
<p><img class="" height="38" width="50" alt="" src="https://img.webme.com/pic/g/gongilih/fuatt.jpg " /></p> ŞARAPCI
Sıcak bir temmuz ayının akşam serinliği çökmüştü Pendik sahiline.Deniz tarafından gelen hafif bir serinlik bizleri rahatlatıyordu.Çevre hayli kalabalıktı.Bizde ailece oradaydık.

Biraz tenha sayılacak bir yerdeyiz.Karşı kaldırım taşlarına oturmuş şarap içen iki şahıs takıldı gözüme. Onları merakla izlerken sarhoş kocasını eve götürmek için gelen kadının yakarmaları çevredeki sessizliği bozdu.

“Abe kalk eve gidelim asan! Bak ayakta zor durarsın,abe iç olmazsa çocuğumuzu düşünesin!” diye yalvarıyordu kadın.

“Abe defol! Seni görmek istemiyorum!” diyordu sarhoş koca. “Bundan sonra ne karım var, ne de çocuğum! Defol, ananın yanına git!”

“Aklısın, bağışla! Bir daha üle olmayacak!” dedi ve kocasının kolundan tutup arabaya doğru çekti.

Adam, kolunu kurtarıp kadını göğsünden itti.

İtileceğini beklemeyen kadın geri geri sendelendi, dengesini sağlayamadı, ıslak çimlerin üstüne kıç üstü düştü!

Adam, el kol hareketleri yaparak ve küfür ederek gitti.

“Asan abe Asaaan! Beni bırakıp gitme, yalvarırım dön geri! Asaaan! Asan!” diye bağırdı kadın ama sarhoş kızgın koca dönüp bakmadı bile.

Kadın sesli sesli ağlayarak ardından baktı, köşeyi dönüp gözden yitince de kalkıp, onu getiren arabaya bindi ve onun gittiği yöne doğru gittiler.

Hayli geç olmuştu. İnsan kalabalığından geçilmeyen sahil tenhalaşıyordu yavaş yavaş. Rüzgar da şiddetini arttırmıştı. Arabanın bulunduğu sokağa gelince, büyük torunum Efe bize doğru yalpalayarak gelen adamı görmüş. Benim sağ yanıma geçip başıyla da gelen adamı işaret etti.

“Al sana bir tane daha!” diye söylendi hanıml.

Adam, gelip önümüzde durdu. Önce bizleriı selamladı, sonra da:

“Bana bir şişe şarap alacaksınız!” dedi.

“Neden?” dedim.

Adam pişkinlikle bakıp gülümsedi:

“Dostuz da ondan!”

“Haa. Dostuz diye sana şarap alacağız öyle mi?”

Adam aynı pişkinlikle:

“Dostluklar kolay değil, fedakarlık gerektiren bir ilişkidir! Bunun karşılığında bir şişe şarap istiyorum, sence çok mu?”

Adamın bu kibar ve pişkinliği beni yumuşatmıştı

“Haklısın!” dedim, ve ona şarap parası verdim.

Adam, elimi tutup uzun uzun salladı:

“Gördün mü? Dost olduğunu gösterdin! Teşekkür ederim!” dedi ve kaldırımda kavisli kavisli yürüyüp gitti. Birkaç adım atmıştı ki geri dönüp bağırdı!

Durduk.

Adam sallana sallana tekrar yanımıza gelip:

“Siz dost olduğunuzu kanıtladınız ama, adınızı söylemediniz! Benim adım Veysel. Sizinki ne?” dedi.

Bizler başladık gülmeye.

İsim önemli değil mühim olan dostluk! dediysem de.

Adam diretti:

“Olmaz, insan dostlarının adını bilmeli! Bakın sizinle bir daha karşılaştığımda sizlere isminizle hitap etmek istiyorum!” demez mi.

Bende ondan kurtulmak için başladım saymaya:

“Benim adım Fuat, karımın adı Cahide, bu Erdoğan,Fatma, torunum Ece ve Efe oldu mu?”

“Memnun oldum. Artık gidebilirim. Haydi hoşça kal Cahide, hoşça kal Fuat!” dedi ve Pendik'in düz kaldırımından eğri büğrü yürüyerek çekip gitti.

Sağlıklı kalın



Bütün konular: 334
Bütün postalar: 396
Bütün kullanıcılar: 139
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol