Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?





Forum - DERİN DEVLET

Burdasın:
Forum => <<<YAZI-YORUM>>> => DERİN DEVLET

<-Geri

 1 

Devam->


Fuat ÜSTÜNDAĞ
(şimdiye kadar 118 posta)
03.04.2008 18:18 (UTC)[alıntı yap]
Bu karmaşa içinde debelenirken biribirini altetmeye çalışan kırkpınar pehlivanları misali siyasier, birbirlerini çamura bulayarak aklanabileceklerini sanıyorlar. Tüm politikalarını, işçilerin, emekçilerin ve ezilen halklın emeği, canı-kanı üzerine kurumuşlardır.
Bir derin devlet söylemidir gidiyor.Peki nedir bu“Derin devlet” ne değildir?
Bunu ilk olarak burjuva siyasilerinden dinleyelim. Süleyman Demirel'in 2005 yılına ait bir konuşmasında “derin devlet” tanımı şöyle:
“Derin devlet, devletin kendisidir. Askerdir, derin devlet. Cumhuriyet'i kuran askerler, devletin yıkılmasından daima korku duyar. Halk bazen sağlanan hakları suistimal eder, yürüyüş hakkı verildiğinde gidip cam çerçeveyi indirerek, polisle çatışır. Derin devlete ülkenin muhtaç olması, ülkenin yönetilememesinden kaynaklanır. Derin devlet şu anda devrede değil. Derin devlet, kanaatlerime göre, devleti yıkılma sınırına getirmediğiniz sürece hareket halinde değildir. Onlar ayrı bir devlet değil, ama devlete el koydukları zaman derin devlet olurlar. Devletin tekliği esastır, iki devlet olmaz. Bizim ülkemizde iki devlet var. Bir derin devlet var, bir devlet var. Asıl olması gereken devlet yedek, yedek olması gereken devlet asıldır.”
Hrant Dink cinayeti soruşturması sırasında alenen ortaya serilen ilişkiler ağına rağmen “derin devlet var, önüne geçemiyoruz” diye serzenişte bulunan Tayyip Erdoğan’ın derin devlet konusunda söyledikleri ise şunlar:
“Derin devletin varlığına katılmıyorum diye bir şey yok, katılmıyorum olur mu, neden olmasın. O her zaman olmuş. Türkiye Cumhuriyeti döneminde başlamış bir şey de değil. Ta Osmanlı'dan. Bu gelenekten gelen bir şey zaten. Ama bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak gerekir.”
Baykal ise başka bir şeyden şikayetçi: “Bu benim samimi tespitimdir. AKP kendi derin devletini, devletin hassas kurumları nezdinde, artık inşa etmeye başladığı kanaatindeyim. Kaygım, tespitim, düşüncem budur.”
Baykal’ın bu tespitini daha öncesinden dillendiren Perinçek ise, “Türkiye'de derin devletin başını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çekmektedir. Fetullahçılar ise emniyet kanadında yer almaktadır” diyerek, “derin devlet”e açıklık getiriyor!
Baykal AKP’yi, “Bu ülkede derin devlet varsa bunu en iyi bilen sizsiniz, bunun mimarı da sizsiniz" diye eleştirerek, “derin devlet”i AKP ile başlatma maharetini sergiliyor. Baykal şöyle devam ediyor:
“AKP, kadrolaşma aşamasını geride bırakarak, kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir. Kadrolaşma çabaları sonuç veriyor, meyvelerini toplama aşamasındadır. Türkiye çok tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleniyor. Rastlanmayacak türden uygulamaların Türkiye'de her gün ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Bu süreç demokrasiye, hukuk devletine uygun bir süreç değildir.”
İşte bizim siyasilerden “derin devlet” manzaraları!
Siyasilerin birbirleriyle didişirken “derin devlet” konusunda sarf ettikleri sözleri alt alta dizmek bile, devletin ne kadar “derin” olduğunu açıklamaya yetiyor aslında.

Derin devletlerin karanlık yüzünü ‘77 1 Mayıs’ında Taksim Meydanı’nda gördük. Beyazıt, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Ulucanlar, 19 Aralık katliamlarıyla vahşette sınır tanımamalarıyla hafızalarımıza kazındılar. Susurluk’ta, Şemdinli’de, Hrant Dink cinayetinde suçüstü yakalanmalarına rağmen, derinliklerde kaybolmalarını ibretle izledik. Derinlerde “bin operasyon” yapanların, günü geldiğinde sığ sularda siyaset peşinde koştuğuna tanık olduk. Sığ görünenlerin dibini kazıdıkça derinlere nasıl da kök saldıklarını gördük.
Her biri de birbirinden derin ve karanlık ilişkiler yumağı içinde debelenenlerin kalkıp “derin devlet” lafazanlığı üzerinden, “demokrasi mücahidi” pozlarında birbirlerini paylamalarına ne demeli? Kendi partilerine gelince suçu bireyselleştirme pazarlığına girişenlerin, Kürt halkının politik temsilcilerini bu durumdan muaf tutmalarını nasıl yorumlamalı? Sorular daha da uzatılabilir ancak bu kadarı bile, “derin devlet”in sınıfsal niteliğini gözler önüne sermeye yeter de artar.
Baykal “AKP şimdi kendi derin devletini inşa etmektedir” derken, Tayyib ise Ergenekon operasyonu kapsamında “temiz eller” harekatından dem vuruyor. Her ikisi de yalan konuşuyor. Devlet tüm derinliğiyle dün de vardı, bugün de var, sermaye düzeni yıkılana kadar da varlığını sürdürecektir.
Derdimiz derinlikte değil, derinliğe hangi gerici kesimlerin yerleştiğinde ve yerleşeceğindedir.



Bütün konular: 334
Bütün postalar: 396
Bütün kullanıcılar: 139
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol