SİLAHA HAYIR
Türkiye, etnik köken ve din ayrımı gözetmeyen tüm insanların gönüllü birlikteliğinin ülkesidir. Bir millet olmak için aynı etnik kimliğe sahip olmak gerekmez.Ülke ve vatandaşlık kavramları etnik farklardan daha önemlidir. Son dönemde asker-sivil ayrımı yapmaksızın kanlı eylemlerini tırmandırmaya çalışan PKK, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği provokasyon türü eylemleriyle de, "Türk-Kürt" çatışması çıkarmaya çabalıyor.
Ancak Türkiye, etnik kökeni ne olursa olsun bir arada yaşamayı başarmış bir ülkedir. Türkiye'de Türkler ile Kürtler, su ve zeytinyağı gibi değil; karışmışlardır. Türk ile Kürt'ün iç içe geçmişliği ve yakınlığı, ülkemizde terörün doruğa çıktığı, binlerce insanın hayatını kaybettiği yılların çok daha acılı ve kanlı hale gelmesini önledi. Terörle mücadelede Türkler ile Kürtler arasında toplumsal veya etnik bir çatışma yaşanmadı. Birlikte yaşama iradesi, Türkiye'de varlığını hep sürdürdü, bundan sonra da sürdürecektir.
Artık günümüz, silahlara veda ederek, demokratikleşmeye gerçek anlamda sahip çıkma günüdür. Türkiye'nin de, Türkiye'de yaşayanların da tek doğrusu budur. Kürtler, terör ve kan kokan karanlık dolu günlere yeniden dönmek istemiyorlarsa, her türlü şiddet ve demokrasi karşıtı yaklaşımlardan uzak durarak, sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda mutluluk vaat eden toplumsal barışa yürekten destek vermeliler. Bir toplumsal sorunu bahane ederek şiddete başvurmak ya da şiddet ortamını meşru göstermeye çalışmak hiçbir şekilde kabul edilmeyecek bir yaklaşımdır. Şiddeti şiddet, kanı kan besler. Şiddet şiddete, kan kana benzer.
Bütün sorunlar, anayasal devlet ve demokratik cumhuriyet içinde çözülecektir. Elbette sorunlar konuşularak çözülecektir. Hiç bıkmadan, usanmadan konuşalım, ama konuşabilmek için önce sesli düşünceyi ölümle cezalandıran PKK şiddetine karşı çıkalım. Ya demokratik siyaset… Ya da silah ve şiddet… İkisi bir arada asla olamaz. Bir elde silah, öbür elde zeytin dalı politikasını bu saatten sonra ve bunca deneyimin ışığında günlük deyişle kimse yemez.
Demokrasilerde buna yer yok! Barışa ancak daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, insan haklarına da daha fazla saygı yoluyla ulaşabiliriz. Bu yolda, kine, öfkeye yer olmamalıdır. Türkiye'de kan ve gözyaşının durmasını isteyen, sağduyu sahibi herkes, şiddet ve teröre, silaha kararlılıkla hayır demelidir. Kardeşçe yaşam dileğiyle.