NEYE HİZMET ETTİĞİMİZİ BİLİYORMUYUZ ?
Bazıları şunu iyi bilmeliler ki; ekonomisi olmayan toplulukların dili de olmaz. Dini de kalmaz. Kültürü de kalmaz...
Düşünüyorum da hangi hastalıklar, afetler, belalar bizleri bu naçar görünüme soktu.
Unutan, sürünen, yorgun ve argın kitlelere dönüştüren hangi saldırılar yaşandı.Bilgilerini, bilinçlerini, inanç ve aydınlıklarını yitirten hangi talan, yıkım ve yangınlar böylesine etkiledi?
Gençleri saldırganlaştıran, başkalarının elinde, canlı ya da ölü bomba olmalarına sebep anlayışlar ve idareler nereden geldi? Neden, hep ölüme koşmalarının önü açıldı? Açılmaya da devam ediliyor... Ölmekle sorunlara çözüm bulunamıyor. Yaşamayı bilmek lazımdır. Yaşamayı becermek gerekir.
Sardı, sarmaladı. Esir aldı. Beyinleri bastırdı. Şuurları bilinçleri, beynin derinliklerine gönderdi. Ne zaman davranış muhasebesi yapılacak .Ben bu davranışımla kâr mı, zarar mı ediyorum diye sormayacak mıyız kendimize?
Silkinerek kalkasınız . Ayaklarınız ve dizleriniz üstünde durabilseniz. Gözlerinizle görebilseniz. Kulaklarınızla duyabilseniz. Aklınızla idrak edebilseniz!.. Ki daha iyi yaşamak var. Teknik nasıl öğrenilir? Çağın gerçekleri nedir? Kimler ülkeyi idare ediyor? Kimler dünyayı..? Dostları benim dostum mu? Düşmanı benim düşmanım mı? Neden bilime, tekniğe, sosyal ve ekonomik gelişmişliğe, yani refaha düşman ettiler sizi? Neden siz bu kadar düşman oldunuz? Bu düşmanlığın, sadece geri kalmanız için kullanıldığını, niçin hiç düşünmüyorsunuz? Başkalarının takıp çıkardıkları ve de bize hiç ait olmayan ideoloji gözlüklerini ne zaman kenara iteceksiniz?
Selam olsun! Yaşamayı ve yaşatmayı bilenlere!