Fuat ÜSTÜNDAĞ (şimdiye kadar 118 posta) | | HAYALE KALDI
Uzaktan uzağa gezdim ovayı,
Şöyle hayal edip gördüm sılayı.
Damların üstünde gıt oynamayı,
Bildiğim o günler nerede kaldı.
Çocuk iken gider yemlik toplardık,
Birdir bir oynardık amma hoplardık.
Damdan püştüklere nasıl atlardık,
Çillik nerde çubuğ nerede kaldı.
Mercimekli bulgur, hörre aşımız,
Tek odada yanar tezek sobamız.
Yünlü çorap ören yaşlı nenemiz,
Teşi si cağları nerede kaldı.
Üşümüş insanlar eve koşuşur,
Ayaz gecelerde itler oluşur.
Mereğin içine kuşlar doluşur,
Acıkmış hayvanlar nerede kaldı.
Soğanla şor ekmek baldı inanki,
O günkü yemekler önümde sanki.
Kara diken şimdi gül oldu sanki,
O günkü kokusu burnumda kaldı.
Herkes gongilihten odun keserdi,
Sonbaharda herkes tohum ekerdi.
Düğünlerde millet halay çekerdi,
Düğünün derneğin nerede kaldı.
Ellikler takardık hiç üşümezdik,
Küzelerden soğuk sular içerdik.
Sıcak havalarda hep körsu daydık,
Körsunun morebi derede kaldı.
Babamın elleri nasır nasırdı,
Acemi öküzler samıyı kırdı.
Keserin sapıyla kafama vurdu,
Babamın sopası nerde kaldı.
Bululun dibinde karpuz keserdik,
Fazla acıkınca ne bulsak yerdik.
Birşeyler bulunca şükür ederdik,
Tırpanın masatın nerde kaldı.
Öküzleri koşup sapa giderken,
Öğlen yemeğinde ğangeli yerken.
Uzaktan uzağa kuşlar öterken,
Yaşanan mutluluk nerede kaldı.
Öküzle camuşla can yoldaşıydık,
İnekle koyunla kan kardeşiydik.
Köpekle, kedinin arkadaşıydık,
İç içe yaşamlar nerede kaldı.
İsterim gideyim o yaylalara,
Selamlar diyeyim ölü sağlara.
Yıkılmış evlere yüce dağlara,
O eski haneler nerede kaldı.
Zaman değişsede bir zengin olsam,
Ya totodan çıksa ya hazne bulsam.
Oraya buraya saraylar yapsam,
Unutursam mertlik nerede kaldı.
Bende Üstündağ'ım sana hastayım,
Otuzdörtyıl evvel oradan çıktım.
Sana dönecektim şöyle bir baktım,
Dönerim demeler hayale kaldı.
|
Fuat ÜSTÜNDAĞ (şimdiye kadar 118 posta) | | HERKES YAYLADA
Şimdi konu komşu herkes yaylada,
Koyunlar bir yanda kuzu bir yanda.
Bulağın başında konuşur diller,
Gelinler bir yanda kızlar bir yanda.
Gece olur gençler halaylar tutar,
Aşık sevdiğine cilve naz yapar.
Tenhada göz kırpar bazen taş atar,
Sevilen bir yanda seven bir yanda.
Kaval sesi gelir ta uzaklardan,
Kız gelin yorulmuş koyun sağmaktan.
Sanki kan damlıyor elma yanaktan,
Cilveler bir yanda nazlar bir yanda.
Geceleri serin olur havası,
Kayalıklar tilki tavşan yuvası.
Üstündağ ne güzel dağı ovası,
Dereler bir yanda düzler bir yanda.
|