Forum Yöneticisi (şimdiye kadar 111 posta) | |
- "O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan, Bir ses bana: "gel!" dese, ben o sesi işitsem; - Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem!
Aslolan şey, kelimeleri yaşatmaktır.
Aşk demek imtihan demektir.
Bu zâlim uykusuzluk - yolumu kesen haydut - İçimden dışarıya akseden bir yangındır.
Elimde Türkçe gibi güzel bir silahım var.
Gece bir sebep değil, belki bir neticedir.
Hafiften serpilmeye başlayıp da gittikçe artarak tufan olan yağmurdur uykusuzluk.
Hayatta muvaffakiyet yalnızca aç kalmamakta değildir. Asıl muvaffakiyet, göçüp gittikten sonra ardında bir eser bırakmaktır.
Her sanatkâr içinde bulunduğu zümreyi temsil eder.
İnsan ancak yaşadığı şeylerden sıhhatle bahsedebilir.
İnsanoğlu dünyanın en zengin madenidir.
Kelime ağlar, kelime gülümser. Kelimenin bir değil birkaç mânâsı, kıvamı, tadı, rengi, gölgesi, ışığı, çağrışımı ve büyüsü vardır. Kelimede sır saklıdır. Yeter ki o, okşansın ve mısraın en yakışan yerine konulsun.
Kelime insanoğlundan haber verir. İnsanoğlunu işlemek her sanatkârın boynunun borcudur.
Kelime; annedir, dosttur, kadehtir, hasrettir, hayaldir, yani bir mânâsı, tedaisi, bir gölgesi, hattâ bir rengi ve adı olan nesnedir.
Ne içtimai mevkide, ne de servette gözüm var. Tek ihtirasım güzel şiirler söylemektir.
Rahat bir yer olmalı ki şu tabut Görmedim girmem diyen yiğit kimse
Sükût çığ gibi büyüyen bir düşüncedir.
Şair, edebiyat için çalışan bir çıraktır.
Şairin mesuliyeti ve şerefi sesle başlar, sesle biter. Yoksa kelimenin tek başına mânâsından beklenen güzellik, nesir hudutları içine girer.
Şiir nihayet dil ve kelime işidir.
Şiir, bu tatlı belâ, bu ilk göz ağrımız, ilk ve son aşkımız, bu teneffüs saâdetimiz, bu şehvetli kalp çarpıntımız, ona vardığımız nisbette çok yaşamış; tatmış, kâm almış olacağız.
Şiir; ustalık ve ihtiras işidir.
Vaktinden evvel acı bir surette pişmiş bir meyveyim ki varlığımda toplanan lezzeti şiirin ilâhi kalbinde göstereceğim.
|